Üyelik Girişi
Kategoriler
Site Haritası

Şifalı Bitkiler

ŞİFALI  BİTKİLER VE FAYDALARI

Heryerde kolayca bulabileceğiniz ve kolayca kullanılabilir şifalı bitkiler ve faydalı oldukları rahatsızlıklardan bazıları... Maydanoz, Kekik, Biberiye, Nane, Civanperçemi, Rezene, Anason gibi bitkiler ve faydaları.

Morarmalar İçin:

Maydanoz - Bir tarafınızı bir yere çarptığınızda, derinin hemen altındaki kılcal damarlar çatlar ve deri altına kan yayılarak o bölgenin mor bir görüntü almasına neden olur. Maydanozun, morarma ve çürük izlerini geçirmede geleneksel bir şöhreti vardır. Buz ise şişlikleri indirmek için kullanılır. Bu ikisini birleştirdiniz mi, buzluğunuzda berelenme ve çürüklerin ilacı hazır demektir.

Bir avuç maydanoz ve dörtte bir bardak suyu, yarı erimiş kar görüntüsü alana kadar blendırda karıştırın. Sonra, buz kalıplarını yarısına kadar doldurun ve dondurun. İnce bir beze veya tülbente sardığınız maydanozlu buzu, berenin üzerinde gezdirin. Maydanozlu buz, küçük yanıklarda da işe yarar.

Nefes Kokusu İçin:

Nane Çayı - Naneye kendine özgü tadı ve kokuyu veren aromatik yağ, aslında nefes kokusuna neden olan mikropları öldüren güçlü bir antiseptiktir. İhtiyaç duyduğunuz her an, bir bardak nane çayı için.

Peklik İçin :

Akdiken Kabuğu(Cascara Sagrada) - Akdiken kabuğu, onlarca peklik tedavisi reçetesinde kullanılan, etkisi uzun yıllardır bilinen tanınmış bir muhsildir. Yatmadan önce yarım çay kaşığı alın. Ama düzenli olarak kullanmayın; bağırsağınız tembelliğe alışabilir.

Kepek İçin :

Kekik- Kekik suyunu kepeğe çare olarak kullanabilirsiniz. Tepeleme dolu 4 çorba kaşığı kuru kekiği, alüminyum olmayan bir demlik kullanarak 2 bardak suda 10 dakika boyunca kaynatın. Süzgeçten geçirin ve soğutun. Elde ettiğiniz kekik suyunu, yeni şampuanlayıp duruladığınız saçınıza yavaşça dökerken, yumuşak hareketlerle iyice ovalayıp kafa derinize ulaşmasını sağlayın. Saçınızda bir tabaka bırakmayacağı için durulamanıza gerek yok. Ama isterseniz durulayabilirsiniz de.

Biberiye- Bir fincan kaynar suya en az 2 çorba kaşığı kuru biberiye yaprağı atarak, kuvvetli bir biberiye çayı yapın. En az 20 dakika demledikten sonra, süzün ve soğutun. İsterseniz çaya birkaç damla biberiye yağı da damlatabilirsiniz. Bu çayı, saçınızı şampuanladıktan sonra durulama suyu olarak kullanın. Saçınızda bir tabaka bırakmayacağı için durulamanıza gerek yok. Ama isterseniz birkaç dakika sonra durulayabilirsiniz de.

İshal İçin:

Tarçın - Eğer ishal şiddetliyse, vücudunuz susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya demektir. Tarçın, diyareyi kısa sürede kesen, doğal bir ilaçtır. Kurutulup toz haline getirilmiş tarçın kabuğundan bir çorba kaşığı dolusunu bir bardak sıcak suya karıştırın. 10-15 dakika demlenmeye bırakın. Tarçını bu şekilde sadece kısa süreli olarak kullanın.

Ateş Düşürmek İçin:

Civanperçemi- Gözeneklerinizi açıp bol miktarda terleterek, ateşinizin düşmesine yardımcı olan uçucu yağlar içerir. Fincan başına 1 çorba kaşığı kullanarak civanperçemi çayı yapın ve 10 dakika boyunca kapalı bir kapta demlenmeye bırakın. Bu çaydan bir ya da iki fincan içince terlemeye başlarsınız. Terlemeye başlayınca yeteri kadar içmişsiniz demektir.

Mürver Çiçeği- Bu bitki, gözenekleri açıp terlemeye yol açması nedeniyle, yüksek ateş için birebirdir. Ayrıca mürver çiçeği özü, genellikle üşütme ve nezle nedenli yüksek ateşle birlikle görülen burun tıkanıklığını açmaya yardımcı olan bileşenler içerir. Kurutulmuş mürver çiçeğinden çay yapmak için, bir fincana koyduğunuz 2 çay kaşığı bitkinin üzerini kaynar suyla doldurun. Üstünü bir bezle kapatarak 15-20 dakika demlenmeye bırakın. İhtiyaca göre, günde üç fincan için.

Gaz İçin:

Rezene- Karın ağrısına yol açan fazla gazlardan kurtulmak için, yarım çay kaşığı rezene tohumu çiğneyin. Rezene, vücutta biriken gazın çözülmesine yardımcı olan bir gaz sökücüdür. Ayrıca, kas spazmlarını gevşeterek sindirim rahatsızlıklarını gidermekte de yardımcı olur.

Baş Ağrısı İçin:

Zencefil - Zencefil çayı, başınızda zonklayan damarları yatıştırır. Ayrıca, vücudun ağrı-algılayıcı kimyasallarının üretimini yavaşlatır ve dolaşımı kolaylaştırır. Çayı hazırlamak için, 1/3 çay kaşığı toz zencefili veya kıyılmış taze zencefili bir fincan sıcak suya karıştırın. Soğumaya bırakın, süzün ve ilk baş ağrısı belirtisinde için.

Akırkarha (feverfew) - Koyungözü de denilen bir çeşit kasımpatı olan bu bitki, yüksek ateş nedenli ağrıyı dindirmekte o kadar etkilidir ki, `baş ağrısı bitkisi` diye anıldığı bile olmuştur. Ağrıyı geçirmek veya gelecek bir ağrının önüne geçmek için, iki adet taze akırkarha yaprağı çiğneyin. Veya, 2 ila 3 çorba kaşığı kuru akırkarhayı bir fincan sıcak suya karıştırıp çayını da yapabilirsiniz. En az 10 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra süzün ve damak zevkinize göre tatlandırın. En iyi etki için, günde iki fincan taze demlenmiş akırkarha çayı için.

Yüksek Tansiyon İçin:

Sarımsak - İşte, dünyanın belki de en popüler şifalı bitkisi. Tabi, bu şöhreti boşuna değil. Sağlığa sayısız faydasının yanı sıra, sarımsak kandaki kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmek için de kullanılır. Bolca taze sarımsak yiyin veya günde bir ya da iki kez 320 miligram sarımsak özsuyu için.

Mide Ekşimesi İçin:

Zencefil Çayı - Zencefil bir spazm önleyicidir. Mide kaslarını rahatlatarak, mide asidinin yukarı çıkmasını önler. Ama önceden uyaralım, mideniz hassassa tadını çok keskin bulabilirsiniz. Mide ekşimenizi önlemek için, yemeklerden 20 dakika önce bir bardak zencefil çayı için. Zencefili hem kök hem toz halinde kullanabilirsiniz.

Papatya Çayı - Bu bitki, diyafram salgısını yatıştıran hafif bir sakinleştiricidir. Papatya çayı yapmak için, bir yemek kaşığı kurutulmuş papatya çiçeğini bir bardak suya koyup karıştırın. 15 dakika demlendirin, süzün ve her gün için. Bazı bitki uzmanları, demliğinizi ve bardağınızı buhar kaçmayacak şekilde kapatmanızı tavsiye eder. Buharda bulunan uçucu yağlar, papatyanın aktif bileşenlerindendir.

Adet Sancıları İçin:

Kara Alıç- Bu şifalı bitkinin, ağrıyı azaltan, aspirine benzer bir bileşimi vardır. Fincan başına 2 çay kaşığı kurutulmuş kara alıç ekleyerek bir çay yapın. 10 dakika kaynadıktan sonra soğutun, süzün ve günde en fazla üç çay fincanı için. Eğer şiddetli ağrılar çekiyorsanız, adet döneminizin birkaç gün öncesinden bu çayı içmeye başlamanız önerilir.

İdrar Yolları Enfeksiyonları İçin:

Maydanoz - Bu bitki mükemmel bir idrar söktürücüdür. Çay yapmak için, birkaç dal ezilmiş taze maydanozun veya bir çay kaşığı kuru maydanozun üzerine, bir bardak kaynar su dökün. 5-10 dakika demlenmesini bekleyin. Daha sonra süzün ve için. Enfeksiyon geçene kadar günde iki ya da üç kez bir bardak tüketin.

Boğaz Ağrısı İçin:

Kuşburnu - Bu bitki C Vitamini yüklüdür ve çay olarak içildiğinde hızla kana karışır. Alüminyum olmayan bir kaba iki çorba kaşığı kuşburnu koyun ve bir bardak su ekleyerek üzerini kapatın. 20-30 dakika kaynatın. Bir kahve filtresinden geçirip süzdürerek, taze sıkılmış limon suyu ekleyin ve balla tatlandırın.

Adaçayı ve okaliptüs - Bu bitkiler karıştırılarak çayı yapıldığında, yanmayı engelleyici ve antibakteriyel özellikleri sayesinde, boğaz ağrısını hem yatıştırıcı hem de tedavi edici etki sağlarlar. Yaklaşık 250 ml kaynar suya iki çay kaşığı adaçayı ve okaliptüs yaprağı atıp 20-30 dakika demlendirin. Soğuduktan sonra, gün içinde ihtiyaç duyduğunuzda gargara yapın.

Hafıza İçin:

Biberiye - Hafif konsantrasyon problemleri ve unutkanlık için biberiye yağı koklayabilirsiniz. Bir mendile birkaç damla biberiye yağı damlatıp koklayın. Cebinizde veya çantanızda taşıyıp, ara sıra koklayın. Bu bitkinin hafızayı ve konsantrasyonu iyileştirici ve geliştirici özelliği yüzyıllar öncesinden biliniyor.

Soğuk Algınlığı İçin:

Zencefil - Zencefil çayının içindeki virüs öldürücü maddeler enfeksiyonu önler, ağrıyı ve ateşi düşürür, öksürüğü bastırır. Hafif sakinleştirici özelliğiyle dinlenmenizi sağlar. Zencefil çayı yapmak için, 2.5 cm uzunluğundaki taze zencefil kökünü dilimleyin. Alüminyum olmayan bir kaba koyup iki bardak su ekleyin. Kabın ağzını sıkıca kapatıp 20 dakika kaynatın. İçine yarım limon suyu sıkıp, balla tatlandırın.

Yanıklar İçin :

Aynısafa Çiçeği ve Eşekkulağı - Küçük yanıklar iyileşmeye başladıklarında, aynısafa çiçeği ve eşekkulağı ile yapılmış bir merhem deride daha az iz kalmasını sağlayacaktır. Her iki şifalı bitki de derinin onarılmasında geleneksel olarak kullanılır.

Bunun, sadece küçük yanık ve haşlanmalar için bir tedavi olduğunu, kızarıklık, şişkinlik, sızıntı gibi belirtileri olan enfeksiyonlu yanıklarda kullanılmaması gerektiğini unutmayın. Eşekkulağı deri hücre yenilenmesini o kadar hızlandırır ki, yanık yüzeyini iyileştirerek enfeksiyonlu bölgenin altta kalmasına neden olabilir.

Pamukçuk İçin :

Greyfurt- Eğer ağzınızda pamukçuk varsa, greyfurt yemek bir işkence olabilir. Buna karşılık, greyfurt özütü harikalar yaratır. Bir aktarda bulabileceğiniz özütü, günde birkaç kez doğrudan pamukçuğun üzerine damlatın. Veya, bir bardak suya 5 damla damlatıp, günde üç kez ağzınızı bu karışımla çalkalayın.

Diş Ağrısı İçin :

Karanfil Yağı - Eğer dişiniz ağrıyorsa, yapmanız gereken şey bir dişçiye görünmektir. Ama bu arada çektiğiniz rahatsızlığı en aza indirmek için, ağrıyan dişinizi bir damla karanfil yağı ile ovalayın.

Kulak Ağrısı İçin:

Sarımsak - İyi bir bakteri savaşçısı olan sarımsak, aynı zamanda bağışıklık sistemine de yardımcı olur. Ağrıyan kulağınızı doğrudan 3 damla sarımsak yağı damlatın. Bunu günde üç veya dört kere, ağrı geçene kadar tekrarlayabilirsiniz. Ancak, aklınızda bulunsun, eğer kulak zarınızın yırtık olduğunu biliyor veya şüpheleniyorsanız, kulağınız için şifalı bitkilerle hazırlanmış hiçbir şey kullanmamalısınız.

Alerji İçin:

Göz Otu- Eğer alerjileriniz gözünüzün devamlı sulanmasına neden oluyorsa, göz otunu deneyin. Bitki uzmanlarına göre, bu şifalı bitki gözün arkasındaki oküler zarları kuvvetlendirerek, göz sulanmasını önlüyor. İhtiyacınız olduğunda, günde üç kere 1 ila 4 miligram göz otunu suda eritip için.

Romatizma Ağrısı İçin:

Aksöğüt Kabuğu - Aksöğüt, aspirinin orijinal kaynağı olmakla birlikte, mideyi o kadar rahatsız etmez. Bir fincan aksöğüt kabuğu çayı, ağrılı bir eklemi rahatlatmakta mucizeler yaratabilir. Çayı yapmak için, bir çay kaşığı aksöğüt kabuğunu kaynayan suya karıştırıp, üstü kapalı olarak 15 dakika bekletin. Kabuklarını süzüp, günde üç kere, bir fincan için.

Dulavratotu ve Karahindiba- Bitki uzmanları, karaciğer fonksiyonları uyarılıp safra akışı geliştirildiğinde, romatizma ağrılarının azaldığı görüşündeler. Dulavratotu ve karahindiba, işte tam da bu işleri yapıyorlar. Romatizma ağrısı yatıştırıcı bir çay yapmak için, birer çay kaşığı kurutulmuş dulavratotu kökü ve kurutulmuş karahindiba kökünü, 3 bardak suda 5 dakika boyunca kaynatın. Bu çayı gün boyunca, bir gelişme fark edinceye kadar her gün için. Ancak, tadı biraz acı gelebilir. İçine biraz bal katabilirsiniz.

Kasıkotu, romatizma ağrısına iyi gelen geleneksel bir ilaç olarak bilinir. Ağrıyı ve yanma hissini azaltmada etkili olan harika bir bitkidir. Ağrıyı dindirmek için ihtiyaç duyuldukça, günde üç kereye kadar, bir bardak suya 1-3 damla kasıkotu ruhu damlatılması tavsiye edilir.

Astım İçin:

Meyan Kökü- Meyan içeriğinde, astım krizini hafifletebilen çeşitli bileşenler vardır. Öksürük kesici bir meyan kökü çayı yapmak için, dilimlenmiş veya toz halde tepeleme bir çorba kaşığı dolusu meyan kökünü 10 dakika boyunca kaynatın. Süzüp, sıcak olarak için. Zaman kazanmak için 3 fincanlık kaynatıp daha sonra ısıtarak içebilirsiniz.

Uyarı: Meyan kökünü, özellikle yüksek tansiyonu olanların uzun süreli kullanması önerilmez. Uzun süreli kullanımlarda tansiyonu yükselttiği bilinmektedir.

Sırt Ağrısı İçin:

Öküzgözü- Dağ papatyası olarak da bilinen öküzgözünün, ağrı dindirici, antiseptik ve yanma giderici özellikleri vardır. Aktarda bulabileceğiniz öküzgözü yağını, ağrıyı gidermesi için sırtınıza sürebilirsiniz.

Kesik ve Çizikler İçin:

Aynısafa Çiçeği - Kadife Çiçeği olarak da bilinen bu sarı-turuncu çiçekli güzel bitki, iyileşmeyi kolaylaştıran doğal bir antiseptiktir. Çok derin olmayan, yüzeysel kesik ve çiziklerin tedavisinde, yarayı su ve sabunla temizledikden sonra, alkol-tabanlı olmayan aynısafa çiçeği özünden birkaç damlayı günde iki veya üç kez yaranın üzerine damlatın.

Bitkinlik İçin:

Cinseng (ginseng) - Enerji veren bitkilerin yıldızı cinsengdir. Bu Uzakdoğu bitkisinin Kore kökenli olanını da, Sibirya`da yetişenini de denemeye değer. Çayını yapmak için, bir fincan kaynar suya 1 çay kaşığı cinseng karıştırın. Yaklaşık 5 dakika demlenmeye bırakıp, süzgeçten geçirin ve için. Günde bir fincandan fazla içmeyin. Olumlu etkilerini gözlemlemek için bir ay veya daha fazla cinseng çayı içmeniz gerekebilir.

Düzensiz Regl İçin:

Tarçın - Tarçın kabuğu, aylık döngüyü düzenlemeye yardımcı olur. Çayını yapıp içebilir, ya da bir parça kabuk çiğneyebilirsiniz. Basit bir şekilde yemeklerinizin üzerine toz tarçın serpmek bile faydalı olur.

Siğil İçin:

Kayın kabuğu - Dünyanın her yerinde, yüzyıllardır siğil tedavisinde kullanılan bir şifalı bitki. Eğer taze kayın kabuğu bulabiliyorsanız, yaş olan iç kısmı aşağıya gelecek şekilde doğrudan siğilin üstüne yerleştirin. Taze kabuk bulamazsanız, bir-iki çay kaşığı toz haline getirilmiş kayın kabuğunu bir fincan kaynar suda 10 dakika demlendirip için ya da siğilin üzerine sürün.

Fesleğen- Bu bitki, siğillerin iyileşmesine yardımcı olan birçok anti-virüs bileşeni ihtiva eder. Tek yapacağınız, ezilmiş yaprakları siğilin üzerine koyup bir bandajla sarmak. Taze fesleğeni 5 ila 7 gün kullanabilirsiniz

Sedef Hastalığı İçin:

Keten tohumu yağı - Keten tohumu yağı, sedef hastalığı da dahil bazı deri rahatsızlıklarının tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Yiyeceklere veya içeceklere günde bir çorba kaşığı ekleyin.

Böcek Isırığı Ve Sokması İçin:

Nane - Hızlı bir şekilde rahatlamak için, böcek tarafından ısırılan yerin tam merkezine bir damla nane ruhu damlatın. Nane ruhu, lokal anestezik ve antiseptik özellikleri nedeniyle yıllardır geleneksel olarak kullanılmaktadır. Kaşınmayı ve ağrıyı azaltır, ısırılan bölgeyi ferahlatır. Uygulamadan sonra, gözünüze bulaşmaması için ellerinizi yıkayın.

 

ADAÇAYI


(Salvia Officinalis)

 Adaçayı ballıbabagillerdendir, ülkemizde dişotu ve meryemiye adlarıyla da bilinir.30-70 cm boyunda olan bitkinin yaprakları açık gri-yeşildir.Çiçekleri mavi,beyaz veya menekşe renklidir.Haziran ve Temmuz ayları boyunca çiçeklenir.

Güneydoğu Avrupa'da yetişmektedir ve Avrupa mutfaklarında baharat olarak kullanılmaktadır.Bitkisel tedavide kullanılacak yaprakları mayıs ayında çiçeklenmeden önce toplanır,tüm bitki ise çiçeklenmeden hemen sonra Ağustos ayında toplanır.

Aktif Maddeleri

Adaçayının en önemli aktif maddeleri cineol,boneol alfa ve beta-thujone yağlarıdır.Yaprakları tannic asit(%3-8),resin(%5-6),oleic,ursonik, ve ursolik asit,az miktarda da cornsole ve cornsolik asit,fumaric, chlorogenic, caffeic and nicotinic acitler,nicotinamide, flavones, flavone glycosides, and estrogenic maddeler içerir.

Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı bitki olarak tanınırdı. 13. Asırdan kalma bir dizede şöyle deniyor: “Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye!"

Mavi-mor çiçekleri güzel bir koku yayar ve gargara veya adaçayı sirkesi yapmak için toplanır.Adaçayı sirkesi avuç dolusu çiçeğin elma sirkesine yatırılmasıyla elde edilir.Hastalıklarda masaj için kullanılır.

Yaprakları çiçekleri açmadan ,volatile yağlarının doruk seviyede olduğu gün ortasında toplanır ve gölgede kurutulur.

Adaçayının İngilizcesi olan sage kelimesi Latince şifalı özellikleri nedeniyle korumak manasına gelen salvare kelimesinden türemiştir.

Hristiyan kaynaklarında eski zamanlarda adaçayına ne kadar önem verildiğini gösteren şöyle bir hikaye vardır:

Hz Meryem Hz İsa'nın öldürülmesi emrini veren Kral Herod'dan kaçarken bitkilerden kendisini saklamalarını istemiş hepsi reddetmişler sadece adaçayı kabul etmiş.Kralın adamları onları görmeden geçip gittikten sonra Hz Meryem adaçayına "bundan sonra sonsuza kadar insan oğlunun en favori çiçeği sen olacaksın sana insanoğlunun bütün hastalıklarını iyileştirme gücü verilecek bu yaptığın karşılığında" demiş.

Adaçayı düzenli içilirse vücudu kuvvetlendirir,felci önler,uyku felcine(karabasan) iyi gelir.

Adaçayı lavanta gibi gece terlemelerini önler.

Kramp,omurilik sorunları,vücut bezleri hastalıkları,kol ve bacak titremeleri için kullanılmaktadır.Bu hastalıklar için gün boyu 2 bardak çay yudumlanarak içilir.

Bu çay karaciğer şikayetlerinde,mide ve bağırsak gazlarında ve bozuk karaciğerden kaynaklanan tüm rahatsızlıklarda kullanılır.

Adaçayı kanı temizler,balgam söktürür,iştah açar,bağırsakları çalıştırır ishali keser.

Böcek sokmalarında yapraklar ezilerek yaraya uygulanır.

Ağız ve boğaz ülserlerinde,diş eti iltihaplarında,bademcik iltihaplarında,gırtlak sorunlarında kullanılır.

Pek çok çocuk ve yetişkin eğer zamanında adaçayı kullansalardı bademcik ameliyatı olmalarına gerek kalmayacaktı.Vücudun bekçileri olan bademcikler olmayınca toksik maddeler direk böbreklere gider.

Sallanan,kanayan dişler ile dişeti yara ve çekilmeleri için Adaçayı dekoksiyonu ile yapılan gargaralar faydalıdır.Adaçayı çayına batırılan bir parça pamuk hasta bölgeye uygulanabilir.

Sinirleri zayıf insanlar ve karın bölgesinde rahatsızlığı olan kadınlar adaçayı oturma banyoları almalıdırlar.

Tıbbi olmasının yanısıra adaçayı mutfakta da kullanılır.Sadece kokusundan dolayı değil,terbiye etmek için de etlere konur.

Kullanımı

Çayı: Çeyrek litre(1 su bardağı)kaynar su ile1 tepeleme çay kaşığı adaçayı 3 dakika demlenir.
Adaçayı Sirkesi: Adaçayı çiçekleri bir şişeye doldurulur ve üzerlerini örtecek kadar elma sirkesi konur.Şişe iyice kapatılır,sıcak veya güneşli bir yerde 14 gün boyunca bekletilir.
Oturma Banyosu: 2 avuç dolusu adaçayı geceden soğuk suya konur ertesi gün kaynama noktasına kadar ısıtılır ve banyo suyuna eklenir.

 

ALIÇ

(Crataegus monogyna)

 

Alıç Asya,Avrupa ve yerli Amerikan kültürleri tarafından binlerce yıldır kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Avrupalı herbalistlerce 17. yüzyıldan beri konjestif kalp hastalıkları için tavsiye ediliyor.

Konjestif kalp sorunlarında etkili bir bitki olduğu yapılan çeşitli çalışmalarla ispatlandı.Almanya'da Komisyon E,alıçı konjestif kalp sorunlarında ve kalp çarpıntılarında tavsiye ediyor.

Alıç,atar damarları genişleterek ve kalp kaslarını güçlendirerek,kalbin vüdudun her yerine daha fazla kan pompalamasına yardım eden çeşitli proantosiyanidinler ve flavonoidler içerir.

Bitkideki antioksidan özelliğe sahip diğer kimyasallar,damarları ve dokuları oksidasyondan korur.

Yüksek tansiyona neden olan anjiotensin dönüştürücü enzim(ACE) üretimini engelleyerek kalp sağlığını korur.

Kalp anjini,damar tıkanıklığı ve yüksek tansiyon gibi hastalıklarda da kullanılır.

Kalp hastalıklarının erken döneminde etkilidir ve bazı sentetik ilaçlar gibi hızlı etki göstermez.Her türlü kalp sorunu için mutlaka bir kardiolog kontrolünde olunmalı.

Bazı çalışmalar alıçın,büzücü atkiye sahip olduğu için sebore,akne ve diğer deri iltihapları için kullanılabileceğini söylüyor.


Alıç,parlak kırmızı küçük bir elma görünümünde,şekerlemeleri ve reçelleri yapılan meyveler üretir.

Tansiyon düşürücü ilaçlar kullananlar dikkatli olmalıdır,bu ilaçlarla beraber aşırı miktarda alıç kullanımı çok düşük tansiyona neden olabilir.

Kullanımı

Çayı: Yaprak ve meyveleri kurutulur.Günde 2 çay kaşığı 1 bardak kaynar suyla demlenir.Günde 2 bardak içilir.

 ANASON


Maydanozgillerden bir yýllýk bir bitkinin tohumudur. Yurdumuzda ekimi çok yapýlan anasonun anayurdu Mýsýr'dýr. Anasonun tohumlan çok küçük, yeþilimsi, tatlý ve bahaflý olur. Ülkemizde hamur iþlerinde, rakýcýlýkta, gevreklerde, çöreklerde kullanýlýr. Avrupa'da anasonlu likör ve meþrubat da yapýlmaktadýr. Çin'de ve Vietnam'da yetiþen " yýldýzanasonu " ise manolyagillerden yapraklarýný dökmeyen bir aðaçtýr. Tadý ve kokusu anasona benzediðinden bu ad verilmiþtir.

ARDIÇ


Kozalaklýlardan, yaz, kýþ yapraklarýný dökmeyen, güzel kokulu, siyahýmsý kahverengi, yuvarlak yemiþleri bulunan bir aðaççýktýr. Yemiþlerinden hekimlikte kullamlan bir cins esans da çýkarýlmaktadýr. Genellikle av ve kümes hayvanlan etlerinin piþirilmesinde, dinlendirilen etlerde kullanýlmaktadýr. Ardýç baþta cin olmak üzere çeþitli alkollü içkilere koku ve tat vermek için kullanýlýr. Ülkemizde de " tükenmez " adýyla anýlan ve çeþitli meyvelerden yapýlan içeceðin de mayalanmasý ve hoþ bir koku kazanmasý için ardýç konur.



BENMARİ


İçi sıcak su dolu başka bir kabın içine oturtarak pişirmek

Biber
Patlıcangillerden, ülkemizde bol yetişen, aynı adla anýlýp tazeyken yeþil ve çoðu zaman acý meyveleri olan bir bitkidir. Ülkemizde baþlýca þu cinsleri yetiþir:
Sivri biber, sulak yerde yetiþirse tatlý olursa da, genellikle acýdýr. Tazeyken yeþildir. Fazla olgunlaþýrsa veya güneþte kurutulursa kýzarýr.
Çarleston biber, sivri biberden daha kalýn, daha etlidir genellikle tatlýdýr.
Domates biberi, domatese benzer, yayvan yapýlýdýr. Rengi kýrmýzýdýr, ama acý deðildir.
Dolmalýk biber, yeþil ve sarý cinsleri vardýr. Dolmalýk biber de fazla olgunlaþýnca veya güneþte kurutulunca kýzarýr.
Paprika, ülkemizde kýrmýzýbiber, Avrupa'da Paprika diye amlan bu cins biber tazeyken bile kýrmýzýdýr ve genellikle çok acýdýr. Macarlann ünlü gulaþ ve benzeri yemeklerinde kullandýklan biber budur. Bütün biberler kurutulup kýrmýzý bir renk aldýktan sonra tuz durumuna getirilir, buna " kýrmýzýbiber " adý verilir ve " çok acý ", " acý ", " az acý " ve " tatlý " olarak ayrý ayrý satýlýr. Kýrmýzý renkli domates biberinden " biber salçasý " yapýlýr. Biber salçasý Güney Anadolu'da çok kullanýlmaktadýr. Bazý bölgelerde güneþte kýzarmýþ tatlý biberlerden de biber salçasý yapýlmaktadýr.

BİBERİYE


Ballýbabagillerden, Akdeniz çevresinde bol yetiþen bir bitkidir. Ülkemizdeki daðlarda da yaygýn olarak görülen bu bitki yaz, kýþ yeþildir. Daha çok sýcak bölgelerde yetiþir. Soðuk yerlerdeyse, kýþýn üstünün örtülmesi gerekir. En iyisi evlerde bir saksý içinde yetiþtirmektir. Böylece her zaman el altýnda bulundurmak mümkün olur. Küçük, kalýnca, ensiz ve kokulu olan yapraklarý av ve kümes hayvanlarýnýn etlerinden yapýlan yemeklerde diðer et yemeklerinde ve soslarda hoþ bir koku vermesi için kullanýlýr.

Cevz-i bevva


Ülkemizde bazý baharatçýlar buna " küçük hindistancevizi " demektelerse de bildiðimiz hindistanceviziyle bir ilgisi yoktur. Hindistancevizi hurma cinsinden, bir tropikal bölge yemiþidir. Cevz-i bevvaysa, sýcak bölgelerde yetiþen ikiçeneklilerden bir aðacýn fýndýk ve ceviz arasýnda bir büyüklükteki yemiþidir. Rendelenerek toz haline getirilir ve genellikle tavalarda, beþamel soslarda, et, dolma ve sarmalarda kullanýlýr. Fazlasý zararlý olduðundan, özellikle de beyni ve sinir sisteýnini etkilediðinden cevz-i bevvayý yemeklerde çok az (sivri uçlu bir býçaðýn ucunda duracak kadar) kullannýak gerekir.

Defne
Yapraklarýný dökmeyen bir aðaç olan defne aðacýnýn kurutulmuþ yapraklarý baharat olarak kullanýlýr. Akdeniz ülkelerinde çok rastlanan defne aðacý güneþli ve kuytu yerlere dikilmesi þartýyla Doðu Anadolu Bölgesi' nde de yetiþtirilebilmektedir. Yapraklan çok güzel kokulu olduðundan Türk mutfaðýnda ve diðer ülke mutfaklarýnda çok önemli bir yer tutmaktadýr. Defne yapraklarý çeþitli balýk, et, kümes ve av hayvanlannýn etlerinden yapýlan yemeklerde, soslarda kullanýldýðý gibi bazý turþulann ve konservelerin de önemli malzemesidir. Avrupa' da zeytinyaðýnda konserve edilen mantarlarýnn içine mutlaka birkaç defneyapraðý konulur.


Dereotu


Maydanozgillerden, iplik biçiminde yapraklan olan bir bitkidir. Güzel kokusu nedeniyle cacýk, çiroz salatasý gibi bazý salatalarda ve zeytinyaðlý birçok yemekte, böreklerde çið ve piþmiþ olarak kullanýlýr. Sindirimi kolaylaþtýrýcý bir bitkidir. Türkiye' de ve Akdeniz ülkelerinde çok yetiþir.

Fesleğen


Ballýbabagillerden yapraklan çok keskin ve güzel kokulu olan yýllýk bir bitkidir. Anayurdu Hindistan'dýr. Akdeniz ülkelerinde ve ülkemizde süs bitkisi olarak bahçelerde, özellikle de saksýlarda yetiþtirilmektedir. Fesleðen Türk Mutfaðý' nda pek fazla kullanýlmaz. Ama Avrupa ülkelerinde domates salçasýnda, türlü soslarda, çorba ve salatalarda çok kullanýlmaktadýr. Pek çok türü bulunan bu bitkinin yapraklan yýkandýktan sonra maydanoz gibi kullanýlýr.

Frenk Maydanozu


Maydanozgillerden kýrlarda kendiliðinden yetiþen bir yýllýk bitkidir. Boyu 40 cm' ye kadar ulaþan frenk maydanozunun anayurdu Avrupa'dýr. Maydanoz gibi kokulu yapraklarýndan yararlanýlýr. Kýzartmalara, soslara ve salatalara hoþ bir tat verir. Kývýrcýk olan yapraklarýndan servis tabaklannýn süslenmesinde de yararlanýlýr.


Hardal


Turpgillerden bir bitkidir. Bu bitkinin sert ve yakýcý bir madde taþýyan tohumu un durumuna getirilir ve sirkeyle karýþtýrýlarak macun kývamýnda bir karýþým yapýlýr. Bu karýþým özellikle ýzgara etlerin yanýnda ve bazý soslarda kullanýlýr. Hardal toz halinde bazý yemeklerde de kullanýlýr.

Kakule


Zencefilgillerden, sýcak iklimlerde yetiþen kokulu bir bitkidir. Kakulenin baharat olarak kullanýlan tohumlarý mercimekten küçük ve beyazýmsý bir renktedir. Ýþtah açýcý, mide bozukluklarýný giderici ve gaz söktürücü özelliði vardýr. Bu nedenle hem baharat, hem de ilaç olarak kullanýlýr. ABD'de güzel koku vermesi için çikletlere de kakule katýlmaktadýr.

Karabiber


Karabibergillerden, zeytinsi meyvelerinin taneleri yuvarlak, yapraklan yürek biçiminde týrmanýcý bir tropikal bölge bitkisidir. En çok Güney Asya'da ve Endonezya'da yetiþir. Kuru ve siyah tanelerinin baharlý ve acý bir tadý vardýr. Hemen hemen her türlü yemeðe bütün olarak veya dövülmüþ toz durumunda koymak mümkündür.

 MEYANKÖKÜ

(Glycyrrhiza glabra)



Meyankökü Avrupa,Asya ve Akdeniz havzasında yetişen çok yılllık bir bitkidir.

En çok Rusya,İspanya,İran ve Hindistan'da yetiştirilir.Dünyada en çok tüketilen ve bilinen bitkilerden biridir.

Ülkemizde güneydoğu Anadolu bölgesinde yetişir ve meyan şerbeti olarak bilinen bir şerbet yapımında kullanılır.Kola ürünlerinin ana maddesi de meyanköküdür.

En çok şekerli tadıyla bilinir ama sağlığa çok faydalı olduğu pek bilinmez.Bütün kıtalardaki antik kültürlerin hepsi meyankökünü kullanmışlardır,kullanımıyla ilgili ilk kayıt M.Ö 3. yüzyılda Mısırlılar tarafından tutulmuştur.

Mısırlılar ve Grekler bitkiyi öksürük ve akciğer hastalıklarının tedavisinde kullanıyorlardı.Meyankökü Çin'de ginsengten sonra mide,dalak,karaciğer ve böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaç terkiplerinde en çok kullanılan bitkidir.Japonlar meyankökünü karaciğer iltihabı için kullanıyorlardı.

Meyankökü en çok öksürük,ses kısıklığı,boğaz iltihabı ve bronşit gibi üst solunum yolları hastalıkları için kullanılır,balgam söktürür.

Köklerde bulunan ana etken madde glikrizin maddesidir.Ayrıca şeker,nişasta,flavonoidler,saponoidler,steroller,amino asitler ve yağ asitleri içerir.Glikrizin adrenal korteks hormonu aldosteronun salgılanmasını sağlar.Aldosteron kanda sodyum ve potasyum dengesini düzenleyen bir steroid hormonudur.

Öksürük ilacı olarak kodein kadar etkilidir.

Meyankökünün kökleri yüksek oranda müsilaj içerdiğinden çayı içildiğinde mukoza iltihaplarını iyileştirir.

Meyankökünün mide rahatsızlıkları için kullanımı 1. yüzyıla kadar uzanır.Günümüzde mide ve bağırsak ülserleri,asit seviyesini düşürmek ve mide duvarını korumak için kullanılır.

Romatizma,eklem iltihabı ve Addison hastalığına iyi gelir,kan şekerini düzenler.

Kökleri östrojenik etki gösterir.Menapozda ve adet sorunlarında etkilidir.

Ana etken made glikrizin anti viral özellikleri nedeniyle AİDS tedavisinde denenmiştir.Japonya'da yapılan klinik deneylerde,interferon aktivitesini artırarak HIV virüsünün ilerlemesini durdurmuştur.

Glikrizin aynı zamanda,hidrokortizon gibi hormonların üretimini artırır.Meyankökünün iltihap kurutucu özelliği burdan kaynaklanır.Kortizon gibi,romatizmal ve alerjik semptomların azalmasında ve strese karşı etkili olur,ayrıca kortizon gibi yan etkileri yoktur.

Glikrizin sekerden 50 kat daha tatlı olduğu için gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılır.İlaç sektöründe ilaçları tatlandırmak için kullanılır.

Meyankökü deri enfeksiyonlarında kullanılır.Gözeneklerin açılmasını sağlar.

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam85
Toplam Ziyaret269649
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat
  SİTEDE ARAMA YAP

ARANACAK KELİME(LER)